Geçtiğimiz Mart ayında açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, 65 yaş üstü yaşlılarda internet kullanımının son 5 yılda 4 kat arttığını ortaya koyuyor. Yani bu rapora göre Türkiye’deki yaşlılar, internete karşı duydukları ön yargılarını hızla kırıyor ve sosyal medyada varlık göstermekten keyif alıyor.
Ancak 65 yaş üzeri kullanıcılar, kendileri için çok yeni olan bu dünyayı keşfederken bazı zorluklar da yaşayabiliyorlar. Heryasta.org olarak, iyisiyle kötüsüyle Türkiye’deki yaşlıların internet ve sosyal medya ile imtihanına sizler için daha yakından baktık:
Aslına bakarsanız Facebook, yalnızca dünyada değil ülkemizde de yaşlı sosyal medya kullanıcılarının daimi favorisi. Öyle ki Facebook’un yayınladığı Mart 2019 rakamlarına göre Facebook’un Türkiye’deki kullanıcılarının %10.5’i, demografik olarak “yaşlı” şeklinde tabir edilen 55 – 65+ yaş grubundaki kullanıcılardan oluşuyor. 2010 yılında sıfıra yakın olan bu oranın son 9 senede kazandığı ivme, aynı zamanda bu yaş grubuna mensup bireylerin akıllı cihaz kullanım oranlarının da katlanarak arttığını ortaya koyuyor.
Mazide kalan okul arkadaşlarına; eski meslektaşlara veya bir biçimde izi kaybedilen yakınlara ulaşmanın en kestirme yolu olan Facebook, başlangıçta sadece bu özelliği ile öne çıksa da şimdilerde özellikle yaşlı kullanıcılar için kombine bir bilgi kaynağı vazifesi de görüyor. Yani Facebook’un akış sayfasında sürekli yenilenen haber bağlantıları, müzik videoları ya da gündeme ilişkin görseller bu yaş grubundaki kullanıcıyı başka mecralarda araştırma yapma yükünden kurtarmış oluyor.
2012’den beri İzmir’in Seferihisar ilçesinde yaşayan Yusuf Kadri Kürkçü, özellikle sakin geçen kış aylarında zamanının çoğunu bilgisayar başında geçiriyor.
67 yaşındaki emekli sosyal medya kullanıcısı Yusuf Kadri Kürkçü Facebook’un sağladığı bu kolaylıklardan vazgeçemeyenlerden: İnternetle ilk kez 1997 senesinde tanışan Kürkçü o zamanlar interneti yalnızca iş ve bilgi alışverişi için kullandığını ifade ediyor. Facebook’un ortaya çıkışıyla birlikte hemen bir hesap açan Yusuf Kadri Kürkçü, ilk işinin izini kaybettiği eski dostlarıyla Facebook aracılığıyla yeniden temasa geçmek olduğunu sözlerine ekliyor. Daha sonraki dönemlerde bu mecranın bilgilendirici etkisini de keşfeden Kürkçü, özellikle bahçe bakımı ve sağlıkla ilgili güvendiği sayfaları takibe alarak ilgisini çeken bu konularda yeni şeyler öğrenmeye çalıştığını söylüyor. Sosyal medyadaki güvenlik tehditlerinin de farkında olduğunun altını çizen Yusuf Kadri Kürkçü “Şüpheli gördüğüm profillerden gelen arkadaşlık istekleri ile asla işim olmaz” diyerek yaşıtlarını bu konuda temkinli davranmaya davet ediyor.
Sosyal medya kullanımına ilişkin araştırmaların genelde genç nüfusu konu almasına karşı yola çıkan Şenceylan, yaşlıların sosyal medya ile “hayata bağlayan” bir ilişkisi olduğuna inanıyor.
Kaynak: https://haberler.boun.edu.tr/tr/haber/yaslilar-sosyal-medya-ile-yasama-sariliyor
Pek çok faydasının yanı sıra sosyal medya, yaşlı bireylere “çemberin içinde kalma” duygusu aşılıyor. Özellikle emeklilikten sonra eve ve küçük bir sosyal çevreye bağımlı yaşamak durumunda kalan yaşlılar için sosyal medya ciddi bir motivasyon kaynağı olarak değerlendiriliyor. Boğaziçi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) İşletme Bölümü’nde yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bir araştırma ise bu konuda son derece aydınlatıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Boğaziçi Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker’in danışmanlığında, Eda Sena Şenceylan’ın yürüttüğü çalışma İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde yaşayan; emekli ve sosyal medya kullanan 65 yaş üstü 201 kişiden alınan cevaplara dayanıyor. Araştırmaya katılan 65 yaş üstü bireyler sosyal medya kullanmanın kendilerine bilgi edinmenin yanı sıra sosyal etkileşim; eğlence, çevre etkisi ve gözetleme gibi motivasyonlar kazandırdığının altını çiziyor. Tüm bu motivasyon da yaşlı sosyal medya kullanıcılarının hayata bağlı kalmalarının ve yeni bir vizyon edinmelerinin önünü açıyor.
Araştırmanın danışmanlığını yürüten Prof. Dr. Ayşegül Toker bu durumu şu sözlerle özetliyor:
“Yaşlı birey sosyal medyaya hayatının önemli bir parçası olarak ne derece yer veriyorsa, atıl olma hissinden de o denli uzaklaşıyor.’’
Sosyal medya ve internet kullanımının yaşlılar üzerinde bilimsel olarak da kabul edilmiş pozitif etkileri var olsa da ne yazık ki birçok yaşlı dijital teknolojileri kullanmaktan ısrarla kaçınıyor. Bu kaçınmanın altında ise psikoloji çevrelerinin “teknoloji anksiyetesi” şeklinde isimlendirdiği bir duygu durumu yatıyor. Bu duygu durumu kişinin teknoloji ürünlerini kullanırken yoğun bir endişe ve korku duymasına neden olabiliyor. Yani aslında yaşlılardan sıkça işitilen “Aman ben ellemeyeyim bozulur” gibi ifadeler aslında bahsettiğimiz bu teknoloji anksiyetesinden ileri geliyor. Bu yoğun kaygı ve korkuya maruz kalan kişide bir süre sonra doğal bir kaçınma davranışı gelişiyor. Özellikle internet bankacılığı, online alışveriş ve E-Devlet kanalları üzerinden gerçekleştirilen resmi evrak işlemleri bahsettiğimiz bu “teknoloji anksiyetesi”nden nasibini fazlaca alıyor. Öyle ki sosyal medyada son derece aktif olan birçok yaşlı internet kullanıcısı bile internet üzerinden kolayca gerçekleştirilebilen bu işlemlere sıcak bakmıyor.
Bir süredir Bodrum’da yaşayan özel sektörden emekli İstanbullu Güler – Ali Dinçer çifti de internetle ilgili benzer çekinceler yaşayanlardan. 60 yaşına kadar bir turizm firmasında finans müdürlüğü görevini yürüten Güler Dinçer, konuya şu sözleriyle yaklaşıyor:
“Biz çift olarak sadece Facebook’u değil, YouTube, Instagram ve Pinterest gibi birçok farklı sosyal medya platformunu da severek kullanıyoruz. Bu platformlar üzerinde oluşturulmuş kapalı gruplar ve sayfalar sayesinde emeklilik günlerimiz neredeyse hiç boş geçmiyor. Hatta uzunca bir süredir yakınlarımızla telefondan çok WhatsApp yolu ile haberleşmeye terfi ettik. Ancak iş internet alışverişi, internetten uçak bileti alma ya da bankacılık işlemi yapma gibi konulara geldiğinde eşim de ben de çocuklarımızdan yardım istemeyi daha kolay ve güvenli buluyoruz”
Yaşlıların internet kullanımına hakim olmaları ve interneti güvenli şekilde kullanmayı öğrenmeleri, sadece ruh sağlıkları için değil aynı zamanda yaşamlarını fiziksel olarak kolaylaştırmaya da katkıda bulunuyor. Örneğin kamu hastanelerinden kolayca randevu alma imkanı tanıyan MHRS sistemini kullanabilmek, özellikle takip gerektiren kronik bir rahatsızlığa sahip olan yaşlıların yaşam kalitelerini arttırıyor. Yine internet üzerinden otobüs / uçak / tren bileti satın almak; internet bankacılığı uygulamaları sayesinde fatura ve kredi ödemelerini banka şubesine gitmeden gerçekleştirmek ve elbette sayıları hızla artan mobil teslimat uygulamaları ile market alışverişini bile kapıya kadar getirtmek yaşlıların internet kullanmaları için son derece geçerli sebepler arasında sayılıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Konak Belediyesi, kurduğu “Sağlıklı Yaş Alma ve Dayanışma Merkezi” nde yaşlılara ücretsiz bilgisayar ve sosyal medya okuryazarlığı dersleri veriyor.
Kaynak: konak.bel.tr
Hal böyleyken belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının yaşlı bireylerin dijital dünyaya daha kolay adapte olabilmeleri için harekete geçmesi gerekiyor. Hali hazırda bu tür eğitimlerin verilmesine öncülük eden Konak Belediyesi’nin yanı sıra Sakarya’da da güzel gelişmeler yaşanıyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Yaşlı Destek ve Koordinasyon Merkezi (YADEM) çatısı altında devam eden Yaşlı Destek Projesi (YADES) kapsamında 65 yaş üstü vatandaşlara akıllı cihaz kullanım eğitimi veriliyor. Tamamen ücretsiz olarak verilen bu kurslar, sosyal medya takibi; e-posta hesaba oluşturma / yazma / okuma, internet bankacılığı kullanımı, E-Devlet hizmetlerinden faydalanma ve gündem takibi gibi konuları içeriyor.