Bedensel engeller kimi zaman doğuştan kimi zaman sonradan ortaya çıkabiliyor. Bedensel engelli bireylere duyulan önyargılar hayatlarını zorlaştırsa da, dünya nüfusunun yüzde 15’ini oluşturan bu insanların sayısının hiç de az olmadığını farketmek gerekiyor. Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’de bu oran Mart 2022 itibariyle yüzde 6,9. Eğitim, barınma ve sosyal hayatta pozitif ayrımcılık engelli bireylerin hayatlarını değiştirebiliyor. Bütün olumsuzluklara karşın başarılı olmuş bireyler, engellerin istenirse nasıl tersine çevrilebileceğinin de ispatı. Tarihe geçmiş örnekleri derledik.
Görme yetisini çiçek hastalığı nedeniyle kaybeden Aşık Veysel, sazıyla kendini ifade eden, Türkiye’nin son yüzyıldaki en önemli halk sanatçılarından biri. Yalnızca Türkiye’de değil dünyada da tanınan ozan, pek çok sanatçının yetişmesini sağladı. Eserleri Selda Bağcan, Fikret Kızılok, Hümeyra, Esin Afşar gibi sanatçılar tarafından seslendirilen ozan 78 yaşında vefat ettiğinde, geride aşıklık geleneğinin güçlü bir örneğini bırakmıştı.
Cemil Meriç, görme yetisinin yitirdikten sonra verdiği eserlerle tarihe geçen bir isim. 1916’da doğan, 1954 yılında görme yetisini bir kaza sonucu kaybeden yazar, ilk zamanlarda bunalıma girse de, sonraki dönemlerde hayatının en üretken zamanlarını yaşadı. Çevresindekilerin okuduğu Fransızca ve İngilizce metinleri Türkçe’ye çeviren, dikte ederek makale yazmaya devam eden, İstanbul Üniversitesi’nde ders veren yazar, ömrünün sonuna kadar pek çok eser verdi. Yazar gözlerini kaybettiğinde 38 yaşındaydı.
Engellerin insanı sınırlayamayacağının en önemli örneklerinden biri ünlü besteci Beethoven. 20’li yaşlarında bir müzisyen için olmazsa olmaz diye düşünülen işitme yeteneğini kaybeden sanatçı, buna rağmen dünyanın en çok icra edilen eserlerini veren isimlerden biri. Waldstein, 4 numaralı piyano konçertosu, 6 numaralı pastoral senfonisi gibi en önemli bestelerini tamamen işitme yeteneğini kaybettiği sürede verdiği kabul edilen bestecinin nasıl beste yapabildiği bugün bile araştırılan bir konu. Uzmanlar, ünlü müzisyenin taslak üzerinde düşündüğü, zihninde oluşturduğu kompozisyonları notaya aktardığı görüşünde.
Bebekliğinden itibaren göremeyen, duyamayan ve konuşamayan Helen Keller bunlara rağmen tarihin önemli aktivistlerinden biri olmayı başardı. Beş lisan bilen, satrançta usta seviyesinde bir oyuncu olan, yüzen, kano sporuyla ilgilenen Keller, hayatıyla bir efsaneye dönüştü. Çocukken geçirdiği ateşli bir hastalıkla beraber görme, işitme ve konuşma duyusunu yitiren Keller’in 1800’lerin sonunda eğitim alması imkansız gibi görünüyordu. Buna karşın annesinin çabalarıyla Graham Bell’e ulaşmaları hayatlarını değiştirdi. Kendi de bedensel engelli olan Bell, Keller’in eğitimiyle ilgilenerek, okuma, yazma öğrenmesini sağladı. Yaşıtlarıyla aynı seviyede eğitim alan Keller, yetenekleri ve azmi sayesinde üniversiteyi bitirdi ve üniversite yıllarında ilk kitabını yazdı. Keller 87 yaşında vefat ettiğinde geride pek çok eser bırakmış, uluslararası bir azim figürüne dönüşmüştü.
ALS hastalığı yüzünden beyni dışında tüm vücut sistemi üzerindeki kontrolünü kaybeden Stephen Hawking buna rağmen, dünyanın en önemli bilim insanları arasında yerini aldı. 21 yaşında hastalığı teşhis edilen, doktorlar tarafından 2 yıllık ömür biçilen Hawking, 76 yaşında hayatını kaybettiğinde fizik alanında bilim dünyasının seyrini değiştirecek başarılara imza atmıştı. Hayatının önemli bir kısmında konuşamayan, insanlarla bilgisayar aracılığıyla iletişim kuran Hawking, Einstein’in Genel Görelilik Kuramına katkılarla 20. yüzyılın en önemli bilim insanları arasında yer aldı.
Dünyanın en iyi gitaristleri arasında gösterilen Tony Iommi’nin sağ elinin yüzük parmağı ile orta parmak uçları yok. 17 yaşında bir iş kazası sonucunda parmaklarını kaybeden müzisyen, parmak uçlarına plastik takarak çalışmaya devam etti ve yazdığı gitar kalıplarıyla efsaneleşti. Black Sabbath grubunun kurucuları arasında yer alan ismin konserlerinde yaptığı riffler büyük ilgi topladı.
Hayatının önemli bir kısmını yatağa bağımlı geçirse de, mücadelesi ve azmiyle örnek bir isim Frida Kahlo. Geçirdiği trafik kazasından sonra yürüyemeyeceği düşünülürken, korselerden aldığı destekle yürümeye başlayan, ağrılarına rağmen çalışmaktan hiç vazgeçmeyen Kahlo, dünyanın en önemli ressamları arasına adını yazdırdı. Engelliyle barışık yaşayan Kahlo, eserlerinde sık sık karşılaştığı zorlukları resmetti.