Sebze ve meyveler doğal beslenmenin olmazsa olmazı ama mevsimindeyken. Dönemine uygun sebze ve meyve tüketmek hem daha az tarımsal kimyasala maruz kalmaya neden oluyor, hem de gıdaların lezzetini daha iyi almamızı sağlıyor.
“Turfanda” eskisi kadar kullanılmasa da yeniden hatırlanan kavramlardan. Sebze ve meyveler farklı zamanlarda tüketebilsin diye kimyasallara maruz kalır, seracılık yaygın hale gelirken, mevsiminde sebze meyve tüketmenin önemi de yeniden tartışılıyor.
Konvansiyonel tarım sebze ve meyvelerin dayanıklılığını arttırmak üzere çeşitli kimyasal uygulamalar yapıyor. Bu sayede bitki gövdelerinin ve köklerinin, uygun olmayan doğa koşulları karşısında daha dayanıklı olmasını sağlanırken, topluma sunulan gıda seçeneği de artıyor.
Fakat mevsim dışında yetiştirilen sebze ve meyvelerde lezzet kaybı yaşanması kaçınılmaz. Yani kış aylarında domates yerken yaz aylarındaki o mis kokuyu beklememeli. Mevsimin dışında sebze meyveler serada yani örtü altında yetiştiriliyor. Örtü altı yetiştiriciliğinde üretim maliyetleri, bitkiler için suni ısı ve ışık oluşturma gereksinimleri nedeniyle bir kat daha artıyor. Tabii bu maliyetler ürünlerin fiyatına yansıyor. Diğer yandan bu durum yeryüzüne daha fazla karbon ayak izi bırakmak anlamına da geliyor. Sonuç olarak mevsimine uygun olmadığı için serada yetişen sebze ve meyveler hem lezzetten yana fakir kalıyor hem de fiyattan yana pahalı. Üstelik atmosferi mevsiminde yetişen bir meyveden daha çok kirletiyor.
Balıkta da mevsim ve boyuta dikkat
Zamanında tüketilmesi gereken gıdalar yalnızca sebze ve meyveler değil. Balık da zamanında tüketildiğinde çok daha lezzetli hale geliyor. Zamanından önce avlanan balıklar hem balık neslinin azalmasına neden oluyor, hem de denizlerdee tahribata. Bu da maliyetlerin yeniden artması demek. Hem lezzetli hem de daha uygun fiyata balık tüketmek için her balığın doğru boyutta ve doğru mevsimde avlanmış olanını seçmekte yarar var.