Terapi herkes için faydalı olabilen ve pek çok çeşide sahip oluşuyla, birçok durumu özel olarak çözümleyebilen bilimsel bir metottur. Buna göre uzmanların da söylediği gibi; “Kendine yardımcı olmak isteyen herkes terapiye gidebilir.” İleriki yaşlarda terapinin işe yaramayacağı üzerine bir umutsuzluk yaşanabilmesinin yanı sıra geç kalmışlık hissi gibi sebepler süreci en başlarda zorlaştırabiliyor.
Ancak geç kalmak oldukça göreceli bir kavram, değil mi? Önce kendinize şunu sorun: “Ben daha iyi hissetmek istiyor muyum?” Cevabınız evet ise inanın işe yarayacaktır!
Peki, terapi kavramına daha yakından baktığımızda ne gibi unsurlar öne çıkıyor? Terapiye neden gitmek gerekir? Peki ya, terapi çeşitleri neler ve bu kategoriler hangi tür durumları kapsıyor? Konuya ilişkin tüm detaylar için okumaya devam edin!
Sorun, durum veya talebiniz ne olursa olsun, öncelikle “neden?” sorusu üzerinde durmalısınız. Terapinin kişilerin hayatına değer katmak, sağlıklı bir yaşantı sürmek adına katkıları görmezden gelinemez. Eğer neden veya nedenleriniz size en az bir cümlelik bir açıklama yapıyorsa, kesinlikle doğru yoldasınız! Terapiye gitmek hafiflemektir. İnsan olmanın gereklerinden biridir. Bunun en büyük sebeplerinden biri çocukluk yıllarımıza dek uzanan bir arka plan eşliğinde yaşamamızdır. Bu arka plan zaman zaman farkında olmadığımız bazı sorunlara neden olabilecek olumsuz öğeler içerebiliyor. Bu öğeler zaman içerisinde kendimiz ve başkaları adına zorlu davranış, huy, duygu veya durumlara sebep olabiliyor. Günün sonunda hepimiz insanız, öyle değil mi?
Terapiye hazır olduğunuzu anladığınızda başlamanız ise çok önemli başka bir unsur! Hazır olduğunuzu anlamak adına emin olmanız çok önemli. Bunu anlamak için şunlar üzerine bir düşünün: Sorunun veya durumun farkında mısınız? Farkındaysanız bunu çözmek adına bir adım atacak kadar motive misiniz?
Attığınız adımların işe yarar çözümler sunacağına inanıyor musunuz? Eğer bu soruları kolayca “evet!” şeklinde yanıtladıysanız tebrikler! Çünkü artık yeni bir sizi keşfetmeye hazırsınız!
Terapi türlerini 3 ana kategori halinde, şu şekilde sıralayabiliriz:
Ev ödevleri ve egzersizler yardımıyla terapistten öğrenilen bilgilerin içselleştirilmesi ve en nihayetinde davranışa dönüştürülmesinin hedeflendiği terapi yöntemidir. İlk etapta saptamalarla başlanır ve devamında bunları değiştirmek adına neler yapılabileceğine dair tespitler yapılır. Bu esnada değişimin doğru adımlarla ve uygun bir hızla kişi özelinde gerçekleştirilmesi büyük önem taşır. Her yaştan pek
çok kişinin sıkça tercih ettiği ve büyük değişimler yakaladığı bir terapi yöntemi olduğunu söylememiz gerek.
Meditasyon terapisi ile kendi zihninize bir yolculuğa çıkarsınız. Bu yolculuk ile derinlerde gizli olan duygu, düşünce hatta hatıraları fark ederek yeni bir sizin oluşumu adına adımlar atarsınız. Pek çok kişi gün geçtikçe meditasyon terapilerinin sunduğun enerjiyle hem kendine hem de çevresindeki kişilere olumlu
katkılar sağlayabiliyor. Değişim önce bizden başlar değil mi? Güzel zihninizin derinliklerine doğru bir bakın. Size söyleyecek ve öğretecek birçok şeyi olduğuna eminiz! Transandantal meditasyon, Yönlendirmeli Meditasyon, Vipassana Meditasyonu, Samatha Meditasyonu veya Çakra Meditasyonu… Ucu bucağı
olmayan meditasyon ekolünden size en uygununu seçerek daha iyi hissetmek adına sayısız kapıyı aralayabileceksiniz.
Bazen sorunlar veya çatışmalar tek kişiden ibaret olmayabiliyor. Aile, arkadaşlıklar veya evlilikler fark etmeksizin sayısız alandaki grup terapileri çok büyük farklar yaratabiliyor. Aile veya grup içindeki kişilerin bakış açıları, tecrübeleri ve onlara özgü durumlara “filtresiz” ve tarafsız bir biçimde ışık tutabilen grup terapileri, size başka bir pencereden bakmak adına büyük fırsatlar yaratabiliyor.
Yeni bir sizin kapılarını açan terapi yöntemleri ile sizin bile bilmediğiniz yönleriniz açığa çıkabilir. Gizli yetenekleriniz, arzularınız hatta yepyeni potansiyelleriniz! Kendinizi keşfetmeye hazır mısınız?
Yüzleşme elbette zordur. Ancak çözüm üretmek kadar büyük bir gücün önünü açar! Bu sayede çözüm gücünün yine sizden geldiğini fark ederek, hayatınızın devamındaki problemleri daha kolay çözme yetisinde olursunuz.
Duygular bazen çok zorlayıcı olabilse de onları kontrol altına almak o kadar zor değil aslında! Doğru terapi yöntemi ile size en uygun “anahtarı” seçtikten sonra yeni bir size uzanan tüm güzel duyguların yolu açılacaktır.
Durumun, problem veya olayın türüne göre kişisel olarak ihtiyaç duyduğunuz kavramları bir düşünün. Neye ihtiyacınız var? Ne arzuluyorsunuz? Size ne iyi gelirdi? Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? Bunun gibi pek çok soruyu yanıtladıktan sonra yapacağınız minik araştırmaların ardından sizin için doğru terapi yöntemini
bulacağınıza emin olabilirsiniz.
Kilit kavram: değişim ve ilerleme! Değişim her zaman büyük olmak zorunda değildir. Kaldı ki yeni başlayan bir süreçte veya yoğun bir travma durumunda büyük değişimler “ha deyince” olmadığı gibi bunun mümkünatı da yoktur. Sağlıklı bir iyileşme süreci daima adım adım ilerlemekten geçer. Sürece güvenin! Ne
kadar küçük olursa olsun, katettiğiniz mesafenin farkında olun ve bunun için kendinizi kutlayın. Başka bir siz yok! Sizin hikayeniz ve başarılarınız da tıpkı size özel. Tekrarlanamaz veya kopyalanamaz.
Bireysel iyileşme kolektif adına da çok önemli bir adımdır! Unutmamak gerekir ki bir tohum tek başına bir ağaç ediyorken, bir çuval tohum ile koskoca bir orman hayat bulur. Bugün kendiniz için atacağınız adım başkalarına da ışık olacaktır.
KAYNAKÇA