1930 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Levent Aksüt 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden onur derecesi ile mezun olur. Aklında onlarca yeni projenin heyecanı ile yerinde duramayan bu çiçeği burnunda mimar, mezuniyetinden yalnızca 2 sene sonra çok sevdiği bir sınıf arkadaşıyla ortak olarak kendi mimarlık şirketini kurar. Antalya’daki meşhur Cam Piramit; Bakü’de bulunan Azerbaycan Merkez Bankası binası, Dumlupınar Zafer Anıtı ve KKTC’nin ikonik anıtlarından Kıbrıs Barış Ve Özgürlük Anıtı Aksüt’ün elinden çıkan projelerden sadece birkaçıdır. Fakat yoğun ve başarılı mimarlık kariyeri ve ardından gelen ailevi sorumluluklar Levent Aksüt ‘ün hayata renk katan tutkulara sahip olmasına engel olmaz. Üniversite yıllarında aletli cimnastikle spora başlayan Levent Aksüt, daha sonra ilk kez arkadaşları sayesinde Boğaz’ın serin sularıyla tanışır ve hiç bitmeyecek bir aşk hikayesi de böylece başlamış olur.
Başta da söylediğimiz üzere “işe eğlence katma”yı pek seven bu genç adam, o zamanlar kendisi için yalnızca eğlencelik olan yüzme sporunun aslında hayatının üzerine serpilen peri tozu olduğunu henüz farkında değildir. Öyle ki o yıllarda Aksüt için yüzmenin anlamı, birkaç arkadaşla birlikte Rumeli Hisarı’ndan Kandilli’ye uzanmak ve bundan keyif almaktan fazlası değildir. Gel gelelim sadece 650 metrelik kısa bir parkurla başlayan yüzme serüveni, Levent Aksüt için aynı zamanda kendi iç dünyasına yaptığı bir yolculuğun da başlangıcı olur.
Yüzme sporunda ilerledikçe, suyun kendisini sarıp sarmaladığını fark eden genç yüzücü için yüzme sporu, artık sadece bedensel değil aynı zamanda zihinsel ve uhrevi bir aktivitedir. Çünkü Boğaziçi’ni boydan boya yüzerken bir yandan denizin hırçın akıntıları ve dalgalarıyla boğuşurken bir yandan da tabiatın muhteşem güzelliğini seyredebilmek ona hayatı boyunca kulağına küpe olacak çok kıymetli bir hayat dersi verir: “İyiye ulaşmak için elinden geleni yap ama nihayetinde akışa teslim ol. Ve en önemlisi de yaşadığın her anda keyif almaya çalış”
Hırstan, iddialardan ve kıyasıya rekabetten itina ile kaçınsa da –belki de bu iddiasızlığın büyüsüyle- sırf yüzmenin tadına varabilmek için katıldığı açık deniz yarışlarından genelde madalyayla dönen Levent Aksüt için esas şölen 58 yaşındayken başlar. Bu yıllar sürecek şölenin adı ise 1. Boğaziçi Yüzme Yarışı’ndan başka bir şey değildir. İlk yıllarında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından düzenlenen bu yarışın Aksüt’ü bu kadar heyecanlandırmasının esas nedeni ise asla derece yapma arzusu değildir. Levent Aksüt ilk yarışı iple çeker çünkü bu yarış sayesinde yıllarca birkaç arkadaşıyla paylaştığı bir hazzı artık yüzlerce yüzücü ile paylaşabilecektir! Zaten bu sevgi dolu bakış açısı da Levent Aksüt olmanın en kısa özetidir.
Boğaz’da yüzmeyi bir “kucaklaşma” olarak tanımlayan Levent Aksüt’ün yıllar içinde Türk yüzme camiasının “Levent Amca”sı olması ise elbette tesadüf değildir. Çünkü Boğaziçi’nin muzip akıntılarını ezbere bilen Aksüt, iki kıta arasındaki bu eşsiz parkuru yüzerek geçmek isteyen herkese, deneyimlerini büyük bir mutlulukla aktarır. Bu yıl 31.’si gerçekleştirilen Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışması tarihinin en istikrarlı yüzücüsü unvanına sahip olan Levent Amca, dünyada eşi benzeri olmayan bu çok özel müsabakaya tam 29 defa katılır.
Organizasyonun 10. senesinde uçağı rötar yaptığı için bir yarışı kaçıran Levent Aksüt’ün -ayağındaki rahatsızlıktan ötürü- katılamadığı ikinci yarış ise geçtiğimiz Temmuz ayında gerçekleştirilen 2019 yarışı olur. Ancak yarışa katılamıyor olmak Levent Amca için kesinlikle bir bahane değildir! Çünkü ruhen yaşlanmayı reddeden Levent Amca, sakatlansa da aksiliklere yenik düşüp yarış kaçırsa bile yüzme sporunu ve İstanbul’u tanıtmaya adanmıştır. Bu sene yarışın resmi katılımcılarından olamasa da artık uluslar arası bir organizasyon haline gelen bu dev spor olayının tanıtımı için röportajlar veren ve var gücüyle hikayesini paylaşan Levent Amca’nın tanıtım süreci boyunca dilinden düşürmediği mottosu ise “Ben bunu 89 yaşında yapabiliyorsam siz niçin yapamayasınız?” olur.
İstanbul Boğazı’ın o güzelim yalılarını ve haylaz martılarını daha rahat seyredebilmek için son 5-6 yarıştır sırt üstü yüzmeyi tercih eden Levent Aksüt’ün yaşama ve denize duyduğu aşk insana, binlerce sayfalık kişisel gelişim kitaplarına bile sığmayacak kadar değerli bir ders verir. 90. yaşında Boğaz’ı yeniden geçmek için hazırlıklarına şimdiden başlayan Levent Amca’nın 100. yaşını da Boğaziçi’nin onu sarıp sarmalayan kucağında kutlamasını diliyoruz…