Her YaŞta
agesa-logo

Yaşla ve Yaşlılarla Empati İçin Bir Hafta

 Yaşla ve Yaşlılarla Empati İçin Bir Hafta

Her yaşta sağlıklı ve aktif olmak, toplum içinde kabul görebilmek, dinlenmek ve anlaşılmak herkesin temel hakkı. Gündelik hayatımızda kimi zaman görmezden geldiğimiz, sorunlarını anlamaya çalışmadığımız yaşlılarla ve yaş ayrımcılığıyla empati kurmak için Yaşlılar Haftası önemli bir fırsat. Bir insanın yaşına vurgu yapan, yetersizliğine işaret eden ya da onu olduğundan daha zayıf, yardıma muhtaç gösteren kullanımları dilinizden çıkarabilir, kentlerin yaşlılara uygun olmadığını anlayabilir, bakışınızdan, dilinize kadar pek çok şeyi değiştirebilirsiniz.

Her Yaşta yola çıktığı günden beri Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden birini, “yaş alma pratiklerini” odağına alıyor. Yaşlanma ve yaşlılık hayatın önemli bir parçası. Sağlıklı yaşlanmak, sosyal güvence sahibi olmak da bu hakka dahil.

18–24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılar Haftası yaşlılık ve yaşlı sağlığı konularında farkındalık yaratmak amacı taşıyor. Sağlıktan sosyal güvenliğe, çevreye, iş olanaklarına, sosyal kültürel faaliyetlere, aile hayatına kadar toplumun tüm yönlerini etkileyen bu sürecin yönetilmesi, daha iyi ve kaliteli bir yaşam sağlanabilmesi, bu konuda bilinç oluşturulmasıyla mümkün. 

Yaşlanıyoruz

Yaşlanıyoruz

Agesa’nın katkılarıyla hazırlanan; Yaşama Dair Vakıf (YADA) ve Akdeniz Gerontoloji Ana Bilimdalı işbirliğiyle gerçekleştirilen “Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Pratikleri” araştırması, Türkiye’nin yaşlanma konusuna bakışını ortaya koyuyor. Veriler, Türkiye’de yaşlanma ve yaşlılık algısı negatif. Yaşlılar evde daha çok vakit geçiriyor, sosyal hayata daha az katılma fırsatı buluyor, yaşlılar da yaşlanmaya yönelik negatif algıyı paylaşıyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusumuz, 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 kişi oldu. Bu kesimin toplam nüfus içindeki oranı ise yüzde 9,1. Aynı rakam, 2014 yılında yüzde 8 idi. 5 yılda yüzde 22 artış söz konusu. Bu nüfusun yüzde 44’ünü erkekler, yüzde 56’sını kadınlar oluşturuyor. Dünyada ise yaşlı nüfusun 1 milyarı aştığı ve bunun 700 milyondan fazlasının, gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı tahmin ediliyor.

Ayrımcılık için adım adım

Ayrımcılık için adım adım

Ayrımcılık yaşlanma söz konusu olduğunda en az anlaşılan konulardan biri. Dünyadaki ismiyle ageizm en çok karşılaşılan ayrımcılık türlerinden biri. 

Ageizmin sözlük anlamı birini (genç ya da yaşlı) yaşından ötürü sistematik ya da istemsizce aşağılamak.  Yaşlı bireylere, yaşlanma sürecine ve yaşlılığa karşı oluşmuş önyargılı yaklaşımlar; yaşlı bireylere karşı ayrımcı tavırlar ve yaşlı bireyler hakkındaki kalıplaşmış algıları destekleyen kurumsal uygulamalar ve politikalar olarak sınıflandırılıyor.

Oysa yaşlanma sürecinde de bir çok başarıya imza atan, hayatlarını yeniden inşa eden pek çok örnek var. Her Yaşta sayfalarında da yer verdiğimiz örneklere göz atalım. Güney Kore’nin moda ikonu Choi Soon Hwa, hayatını belgesellere adayan ve bu konuda çığır açan David Attenborough, 60’lı yaşlarından sonra yazdığı kitaplarla kendine bir yer edinen siyasetçi Cahit Kayra, görmeyi yeniden öğrenen, bu konudaki deneyimlerini okuruyla paylaşan John Berger, yaptığı icatlarla dünyanın ilgisi çeken Hasan Kum ve daha niceleri. 

Değişim adım adımDeğişim adım adım

Yaşlanma karşıtı kalıpları kırmak için dili düzeltmek atılacak en önemli adımlardan biri. 

Konuşma dilinde tahakküm kurma, küçük görme, büyüklük taslama veya hiyerarşiyi hatırlatma gibi algılanabileceğini düşünmek gerekiyor. “Ben onunla baba-oğul gibiyim”, “O benim çocuğum sayılacak yaşta”, “O benim annem yaşında”, “Sen o zaman fasulyede vitamindin”, “O doğduğunda dinazorlar yaşıyormuş” gibi ifadeler ilk akla gelenler. Gençlere yönelik “Çömez, yeniyetme, acemi, çaylak” ya da yaşlılara yönelik “Dinozor, fosil, abla, abi, teyze, amca” gibi ifadeler de önyargıları tetikliyor.

Yaşlı ama evlenmemiş insanlara yönelik “Evde kalmış, kız kurusu” gibi ifadeler, daha az dışarı çıkmak isteyenlere yönelik “İçi kurumuş, içi geçmiş, eski kafalı” sözleri, gençlere “Aklın yetmez, tevellütün yetmez, yaşın başın ne” gibi ithamlar dilimizdeki ayrımcılığın göstergeleri.

Yaşlılık hayatın bir döngüsü. Bu konuda aşağılanmak ya da yetersiz görülmek insanın döndüremeyeceği bir süreçle ilgili haksız yere yargılanması anlamına da geliyor. Bunu farketmek bile ayrımcılıkla mücadelenin ilk adımı. Her yaşta insanın geçeceği bu süreci hatırlayarak Yaşlılar Haftasını kutlayalım. 

Güncel Haberler HER YAŞTA

Diğer Öneriler