Aralarında 70 yaşında olan da var, 45 yaşında olan da. Kimi kendini dikiş dikmeye vermiş, kimi gizli gizli evden kaçmış, bununla gurur duyuyor. Yasaklardan etkilenen insanlara da, etkilenmeyen insanlara da karantina günleri bittiğinde ne yapacaklarını sorduk. İstekler değişik, kafalar karışık. Herkesin ortak olduğu konuysa, “Rahat bir nefes almak” isteği.
Şevket Bey yaşadığı küçük macerayı şöyle anlatıyor:
“Sakın buraya tam adımı yazma, kendimi de memurları da zor duruma sokmayalım. Ben yürümeye alışkın insanım, yasaktan önce hiç yürümesem 1 saat yürüyordum. 65 yaş üstü kısıtlaması geldi. Bir gün çıkmadım, iki gün çıkmadım, bir hafta çıkmadım. Derken baktım evde duvarlar konuşmaya başladı, fırladım dışarı. Bulunduğum bölge araçla girilen bir yer değil, yürüyüş yolları da var. Hızlı hızlı yürürken bir ekip otosu yanaştı. Dedi ‘Amca size yasak yok mu?’ Dedim ‘Var ama şöyle yapalım, sen cezayı kesmeden önce arabadan in, beni yakalayabilirsen, kesersin?’ Anlayışlı çocuklarmış, ceza kesmediler ama ben de bir daha sokağa çıkmadım.”
Şevket Bey 72 yaşında, aktif bir insan. Gençliğinden beri spor yapıyor ve karantina dönemine kadar da soğuk günlerde bile günlük yürüyüşünü aksatmamış. Bu geçen süre zarfında evde olmanın onu “yaşlandırdığını” düşünüyor:
“Bence kondisyonum çok azaldı. Belli bir yaştan sonra zaten kondisyon emekle sağlanır. Ben de yürüyerek ve yüzerek bu standardı tutturuyordum. Fakat şimdi kaslarımdaki gevşemeyi hissediyorum. Vücut kendini bir anda bırakıyormuş, gördüm. Yasak biter bitmez kilometrelerce yürümek istiyorum. Yürüyemem biliyorum ama istiyorum.”
Karantinada yaşlıların bu kadar uzun süre evde tutulmasını “Saçmalık” olarak niteliyor. Ona bir destek de yine 65 yaş kısıtlaması yüzünden 72 gündür kendi tabiriyle “Burnu sokağa çıkmamış” Melda Hanımdan geliyor:
“Benim önümde bahçem var ve çok şükür ki, orada iki adım da olsa nefes alıyorum ama bu delirtici, çıldırtıcı bir şey. Yasak bittiği anda sanırım bütün mahalleyi koşarak turlayacağım. Yahu insan o ne olduğunu bilmediği yağlarda kızarmış patatesleri özler mi? Burnumda tütüyor gerçekten. Onlardan alıp alıp yemek istiyorum. Kolesterol coşmuş, şeker yükselmiş, umurumda değil. İyi zamanında eve kumaş doldurmuşum. Diktim diktim koydum kenara. Onun dışında bıktım, bunaldım.”
Gülay Akman 58 yaşında. Yasağa takılmadığı için kendini şanslı saysa da, ailesine çok üzülüyor:
“Annemle babam Çanakkale’de kaldı ve aklım da onlarda. Yine bulundukları yerde bir sorunları yok, ne istiyorlarsa ulaşıyorlar ama tabii ki bir evin içinde olmak onları çok yıprattı. Beni de öyle.”
Günlerdir yasak bitince ne yapacağını düşünüyormuş:
“Benim gençliğimde Heidi vardı. Dağlarda gezer dedesiyle yaşardı. Onun gezdiği yerleri görünce çimlere basıyormuş gibi hissederdim. Şimdi o çimleri yemek istiyorum. Doğayı çok özledim.”
Doğaya uzaklık 45 yaşındaki Ayşen’in de sorunu:
“Doğa sevdiğimi karantina başlayınca anladım. Daha önce denizmiş, balıkmış, gölmüş, dağmış farketmezdi. Şimdi kendimi manzara resimlerine bakarken buluyorum. Sonra caddelerde geniş geniş yürümeyi özledim. Maskeyi fırlatıp atmak istiyorum. Dondurma yemek istiyorum, parkta uyumak istiyorum, toplu taşıma kullanırken eski rahatlığıma dönmeyi istiyorum. Şimdi elim bir yere değse sanki bütün bedenime mikrop yayılmış gibi oluyor.”
“Sokak müzisyenlerini sevmezdim” diyor 43 yaşındaki Suphi Özer. “Şimdi ilk gördüğüm yerde öpmek istiyorum” diye ekliyor:
“Meğer sokakta olmak ne büyük lüksmüş. O müzisyeni dinlemek, eleştirmek, beğenmemek falan. Anneme geçen erik götürdüm, o da dışarı çıkamıyor. Eriğe bakıp bakıp ağladı. Nasıl üzüldüm. Kadını çarşıdan pazardan alamazdık, aylardır evde ‘Şimdi erik çıkmıştır, çağla gelmiştir, enginar ucuzlamıştır’ diye hesap yapıyor. Yasak kalkar kalkmaz takacağım koluma, hangi pazarı isterse, ayaklarım patlayana kadar gezdireceğim.”
Melek Doğan’ın hem kendisi hem torunu yasaklı. O yüzden planları yasak biter bitmez parka koşmak:
“Mahalledekilerle anlaştık. Bize yasak kalktığı gün, parkta buluşacağız. Hem açıkhava olsun, kimse birbirine yaklaşmasın, hem biz de biraz güneş alalım. Sonra torunumu sallayacağım, ne isterse alacağım. Sarılmaya korkuyorum ama gönlünü yapmak için ne gerekirse yaparım. O bir yerde sıkıldı biz bir yerde sıkıldık. Aramızda nesiller var ama derdimizi ortak: Rahat rahat nefes almak.”