Her YaŞta
agesa-logo

Metin Akpınar: İyi ki yapmış

 Metin Akpınar: İyi ki yapmış

İyi ki Yapmışım

, Türk tiyatroculuğunun önemli isimlerinden Metin Akpınar’ın hayatına ışık tutuyor. Belgesel boyunca, yalnızca Akpınar’ın hayatını değil, Türkiye’nin, tiyatronun ve sinemanını değişimini sanatçının gözünden izliyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Netflix’te yayımlanan İyi ki Yapmışım Metin Akpınar’ın hayatına odaklanan son zamanların en başarılı yapımlarından. Yönetmenliğini Selçuk Metin’in üstlendiği belgesel boyunca Metin Akpınar’ın İstanbul Aksaray’daki çocukluğuna, eşi Göksel Akpınar’la aşkına, amatör tiyatro günlerine, Ulvi Uraz’la tanışıp tiyatroya resmi olarak giriş yapmasına, Zeki Alasya’yla yollarının kesişip bir ömürlü dost oluşlarına, Haldun Taner’le birlikte kurdukları Devekuşu Kabare günlerine tanıklık ediyoruz. Belgeselde Akpınar’ın hoş sohbeti ve o günleri yeniden yaşarmışcasına anlattığı hikâyelerle, sanki onun efsanevi yemek masalarından birinin baş köşesinde oturup, heyecanla onu dinliyormuş hissi hâkim. 

Yönetmen, filmde Akpınar’ın küçük yaşlardan itibaren sokağın seslerini kayıt altına almasını, taklitler yaparak etrafını güldürmesini, merakının her daim diri olmasını, şaşırtıcı bir şekilde hâkim olduğu tıp bilgisini başarılı bir şekilde aktarabilmiş. İyi ki Yapmışım’da yolları Metin Akpınar’la kesişen Ahmet Gülhan, Cihat Tamer, Ferhan Şensoy, Umur Bugay, Kandemir Konduk, Selma Sonat, Suat Sungur, Nevra Serezli, Perran Kutman ve Demet Akbağ da hem Akpınar’la yaşadıkları sahne hatıralarını, hem de o dönemin tiyatro atmosferini dinliyoruz. Böylelikle bir dönem Türkiye sahne hayatına damgasını vurmuş Devekuşu Kabare’nin nasıl başladığını, her dönem krize teşne Türkiye’nin çalkantılı 1970 ve 1980’li yıllardaki atmosferinin tiyatroya nasıl yansıdığını da net bir şekilde görebiliyoruz. Daha da önemlisi Devekuşu Kabare’nin her daim muhalif ve sözünü esirgemeyen tavrının kıymetini de yeniden anlıyoruz. 

Bir kuşağa damgasını vuran yıllar

Devekuşu Kabare ve Türkiye yakın tarihinin, eğlenceli sahne hayatına odaklansa da Metin Akpınar’ın ardından “Biz bir bütündük, şimdi yarıda kaldık” dediği Zeki Alasya ile olan yakın dostluğu ve onun kaybının ağırlığı, belgeselin en hüzünlü kısmı oluyor doğal olarak. Netice Zeki Alasya – Metin Akpınar sadece sahneyi değil aynı zamanda koca bir hayatı paylaşıp, yoldaşlık etmişler. Akpınar, belgeselde Zeki Alasya hakkında az bilinenleri, onunla dostluklarını, sahneden birbirlerini nasıl tamamladıklarını da samimiyetle anlatıyor. Bana kalırsa belgeselin en özel yerleri ve anları da Zeki-Metin dostluğunun derinliği olsa gerek. 

Bir kuşağa damgasını vuran yıllar

Her 1980 sonrası doğumlu kuşak gibi Devekuşu Kabare efsanesiyle karşılaşmam Kervan Kaset’ten yayımlanan oyun kayıtlarıyla oldu. Bu kasetler benim gibi onları sahneden izleyemeyenler için bulunmaz bir nimetti. Dedemin arabasında Ankara-Kemer yolunda kaseti mutlaka koydurur yol boyunca tüm oyunu dinletip kahkahalarla gülerdim. Başta Metin Akpınar’ın canlandırdığı Abdülkadir Bey olmak üzere tüm karakterlerin diyaloglarını, oyunun müziklerinin sözlerini ezbere bilirdim. Sanırım Zeki Alasya-Metin Akpınar’ın hayatımdaki kıymetine hem televizyondan izlediğim filmlerle birlikte o kasetler neden oldu. Belgeseli izledikten sonra bir kez daha anladım ki, Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın bizim kuşak üzerindeki etkisi sandığımdan da büyük ve kıymetli. Onların mizah anlayışları, muhaliflikleri ve olağanüstü oyunculukları zihnimize bir şekilde kazınmış, etki etmiş. Belgeselde Metin Akpınar’ın anlattığı tüm hikâyeleri dinlerken, uzun zamandır görmediğim çok sevdiğim bir yakınımı dinliyormuş hissine kapılmam da biraz bundan. 

Bir kuşağa damgasını vuran yıllar

Belgeselin son kısımlarına doğru Metin Akpınar, sonradan belgeselin de adı olacak “İyi ki yapmışım” ifadesini kullanıyor. Bu cümlenin çok kıymetli olduğunu düşünenlerdenim. İnsan, hayatının her döneminde geçmişin bir bakiyesini çıkarıyor sanırım. Bugüne kadar neler yaptığının, neleri kaçırdığını, neleri de kendini iyi bilerek, tanıyarak gerçekleştirdiğine dair hayatının kısa özetine bakıyor. Varoluşunun farkında, yaşamda doğru zamanda doğru şeyleri yapabilmek de çok önemli. İşte, ancak o zaman Akpınar gibi geriye dönüp “İyi ki yapmışım” diyebiliyorsunuz. Akpınar, oyunculuk yeteneğinin farkında olan bunun bilinciyle yaşayan biri. Yine belgeselin bir yerinde oyunculuğu için “yeteneğimi doğru kullandım” cümlesini kullanıyor. Antik Yunan’da yaratıcı insanların ilahi bir kudretle donandıklarına inanılırmış. Bu özelliklere sahip olanlara da Daimon denilirmiş. Lakin, bu noktada önemli olan bu kudrete sahip olmak değil, bu kudreti doğru olarak kullanmak. Metin Akpınar da sahip olduğu sanatsal yeteneğin farkında olarak, bu yeteneğini doğru zamanda doğru şekilde kullanarak yaşamış. Yeteneklerini asla ziyan etmemiş, dolu dolu bir sahne ve sinema hayatı yaşamış. Belgeselin adı olan İyi ki Yapmışım da galiba işte burada biraz anlam kazanıyor. Hayatı, yaşanan anların farkında olarak, olduğu gibi kabul edip, pişmanlık duymadan yaşayabilme maharetine sahip olmak… Metin Akpınar da dolu dolu hayatını tam olarak böyle yaşamış. İyi ki yapmış cidden de…

Güncel HER YAŞTA İzle

Diğer Öneriler