Pandemi süreciyle beraber başlayan 65 yaş üzerini etkileyen kısıtlamalar birinci yılını doldurdu. Sokağa çıkma ve seyahat etme önündeki engeller bu bir senede tartışıldı, itirazlar dile getirildi.
Her Yaşta’nın da sıklıkla haberleştirdiği konuların başında gelen bu kısıtlamalar, bir yıl içinde uzmanlar tarafından da eleştirildi, yasağa bizzat maruz kalanlar tarafından da.
Doç. Dr. Özgür Arun’la gerçekleştirdiğimiz röportaj bu soruna işaret ediyordu:
“Bu tip acil durumlar karşısında alınacak önlemler tedbirler, kısıtlamalar, yasaklar mutlak süreli, sınırlı ve denetimli olmak zorundadır. Bu önlemler temel insan haklarıyla çelişmemelidir, geçici olmalıdır. Açıklanan sokağa çıkma yasağı geçici, sınırlı ve denetimli olmaktan uzaktı. Üstelik yaşlı hastaların taşıyıcı olabileceğine ilişkin bir algıya yol açtı, onların kamusal alandan uzaklaştırılması gerektiği düşüncesini ortaya çıkardı. Biz bu süreçte hem Senex olarak hem araştırmacılar olarak endişelerimizi paylaştık. Kronolojik bir yaşa indirerek belirli bir toplumsal kesimin insan haklarının süresiz askıya alınması bizi gerçekten çok endişelendiriyor. Bu uygulamaya bir takım istisnalar getirildi. Bu tip istisnalar yaygınlaşacaktır. Çünkü bu denli yaygın ve sınırlaması olmayan bir hak sınırlaması her zaman insan haklarıyla çelişecektir.”
Kısıtlamaların uygulandığı Slovakya’da ve Bosna Hersek’te bu karar mahkemeye taşındı. Türkiye gibi 65 yaş üstü ve 18 yaş altını sokağa çıkarmayan Bosna’da Yüksek Mahkeme bu uygulamanın anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Çekya’da mahkeme sokağa çıkış kısıtlarının topunu usulen hukuka aykırı bulunca, hükümet uygulamaya son verdi.
Yaşlıların izole edilmesinin psikologlara göre de ciddi sorunlara yol açma ihtimali var. İzolasyon ve belirsizlik zihinsel fonksiyonlarda zayıflama görülüyor, kalp damar hastalıkları, felç, obezite gibi sorunlara yol açabiliyor.
Geçen süre zarfından bu sorunun muhataplarıyla konuştuk, aşılamayla beraber değişen süreçte, kısıtlamaları nasıl değerlendirdiklerini sorduk.
Kendi işletmesi bulunan Mustafa Hayri Bey 67 yaşında. İşini oğluna devretmiş. Bu süreçte farklı uygulamaların olması nedeniyle işe gitmeyi bırakmış:
“Bizim dükkanımız ev yemekleri üzerine çalışıyor. Zaten çalışan sayımız belli, bu süreçte saatleri azalttık, birlikte çalışma süresini kısalttık. Ben kısıtlamadan etkilendiğim için dükkana gidip gelmeyi bıraktım. Ama özellikle benim yapmam gereken yemekler var. Bir süre evden yapıp gönderdim. Sonra yetkililere başvurduk. Önce izin verdiler, sonra izin iptal oldu. Bir iki kere gittim geldim, sıkıldım. Oturuyorum evde.”
68 yaşındaki Seray Hanım en son yürüyüşe çıktığında sürekli gittiği parkın kapandığını görmüş:
“Evet yasak var ama ben çıkmaya devam ettim, çünkü mecburum. Ben yürüyüş yapmazsam, hareket etmezsem hem kaygılarım artıyor, hem dizlerim çalışmıyor. Şeker hastalığım var, onun için de düzenli yürüyüş şart. Aşı olduktan sonra bu yasakların kalkacağını sandım ama yanılmışım. En son gittiğimde hep yürüyüş yaptığım park zincirle kapatılmıştı. İçinde baktığımız sahipsiz köpekler vardı, onlar da perişan olmuş. Neyse bir şeyler verdik vermesine de sonra baktık polis geliyor, biz de çok ısrarcı olamadık. Bu süreçte kaslarımın kemiklerimin 5 yıl yaşlandığını hissediyorum.”
Eşi pandemi sürecinin başında korona virüse yakalanan, sonrasında iyileşen 69 yaşındaki Hasan Bey kısıtlamaları farklı bir yönüyle yaşamış:
“Hastalığın ilk aylarında eşim Muazzez hastalandı. 71 yaşında. Önce eve müdahale edildi, sonra hastaneye yatırıldı ama tabii benim için de zahmetli bir süreç oldu bu. Hastanede ziyaret etme imkanı yoktu tabii ama bir iki ihtiyaç götürmem gerekti, yolda iki kez çevirmeye denk geldim. Ben yaşını gösteren biri değilim, hep bu yönde iltifat alırım. Kendimi enerjik de hissediyorum ancak bu süreçte o kadar çok ‘Yaşlısın’ denildi ki, yaşı psikolojik bir ağırlık olarak taşımaya başladım.”
Semiha Hanım 66 yaşında. Pandemi sürecinin başından bu yana pazara çarşıya gitmemiş. Yakınlarında bulunan manavdan alışveriş ediyor:
“Her şeye dokunmak istiyorum. Domatesi, salatalığı, biberi seçe seçe almayı özledim. Geçenlerde saç boyası almam gerekti. Bunu sipariş etmeye utandım. Ne münasebet? Ben gidip rengine bakacağım, kutusunu inceleyeceğim. Bu tür siparişler de başkasına verilmez ki. İnsanın canını sıkan şeyler bunlar.”
Aydın Bey pandemi başına kadar çalışmaya devam etmiş. Marangoz atölyesi var. 67 yaşında olduğu için o da yasaklara yakalananlardan:
“Maaşımız var ama sonuçta çalışmak çocukluğumdan beri alışkanlığım. 12 yaşından bu yana hep çalıştım. Evde durmak o kadar sıkıcı geldi ki ilk zamanlar. Bir ara kahveye sardım, eve kahve makinesi aldım. Bir ara kapıları dolapları elden geçirdim. Apartman yöneticisi oldum, onun işlerine koştum. Sıkıldım sıkılmaktan sıkıldım anlayacağınız.”