Türkiye’de ve dünyada yaşlı nüfus hatırı sayılır bir oranda arttı. Dünya nüfusunun yüzde 9,5 yaşlı nüfus. Ortalama ömür sürelerinin uzaması beraberinde sağlıklı yaşam hedefi olan insanları getirdi. Peki yaşlanmak nedir?
Bu soruya verilen yanıt, artık her zamankinden daha büyük bir önem taşıyor. Dünyada yaş ortalamasının yükseldiği bir dönemden geçiyoruz. Yaşlılık politikalarına, yaşlı sağlığı ile ilgili çalışmalara, yaşlılara yönelik hak odaklı faaliyetlere duyulan ihtiyaç giderek artıyor.
İnsanların önleyici sağlık konusunda bilinçlendirilmesi, yaşam standartlarının yükseltilmesi, yaşlıların sosyal anlamda görünür olmalarına dikkat çekmek amacıyla Birleşmiş Milletler 14 Aralık 1990’da aldığı kararla 1 Ekim tarihini Dünya Yaşlılar Günü ilan etti.
Yaşlı nüfusun 2050’den itibaren 1,5 milyarın üzerinde olması bekleniyor. Tabloyu ağırlaştıran asıl veri ise 1,5 milyar yaşlı insanın üçte ikisinden fazlasının az gelişmiş ülkelerde yaşayacak olması.
Yaşlanmanın insan hayatında doğal bir evre olarak görülerek konuşulması, bütün bu tablo içinde büyük önem taşıyor. Bulundukları yerde uygun sağlık hizmetlerine, sosyal koşullara sahip olmaları için toplumun bu konudaki farkındalığının artması gerekli.
Sağlık, yaş, cinsiyet, coğrafi konum, sosyo-ekonomik statüleri ne olursa olsun yaşlı bireylerin ayrıma maruz kalmadan bir yaşam sürdürmeleri için toplumun bu konuda farkındalık kazanması gerekiyor. 1 Ekim Uluslararası Yaşlılar Günü, hem yaşlıların koşullarını mercek altına almak, hem de kaliteli bir hayat için yapılabilecekleri değerlendirmek için bir fırsat.
Yaşlı nüfusun toplumsal yaşama aktif katılması, sosyal, kültürel ve ekonomik haklardan faydalanarak kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak için yapılması gerekenleri planlamak ve konuşmak ilerleyen süreçlerde toplumun ihtiyaçlarına karşılık verecek politikaları üretmenin yolunu açıyor.
Bugünden başlayan yaşlılık yolculuğu, hepimizin gideceği bir durak.