Her yaşınızda dolu dolu bir hayat yaşamanız mümkün. Ruhum nerelere gidiyor ama bedenim bana yetişmiyor diyorsanız, bedeninizin temel taşına, kemik sağlığınıza yakından bakalım.
Bunun için önce kemik yapısını tanıyalım.
Kemik; kalsiyum, çinko, fosfor ve magnezyum bileşenlerinden oluşan bir materyaldir. Güçlü ve esnek bir yapıya sahip olması oldukça önemli olan kemikler vücudun iskelet sistemini oluşturur. İnsan yaşamında hayati bir role sahip olan kemikler, kas ve organların zarar görmesini engelleyerek darbeyi emer.
Kemik dokumuzun en hızlı geliştiği süreç çocukluk ve ergenlik dönemidir. 18-35 yaş arasında ise kemik kütlemiz gelişimini neredeyse tamamlanır. 35-60 yaş döneminde ise yaşlanmaya başlar. Evet, hepimizi telaşlandıran bir durum ama hemen korkmanıza gerek yok. Yetişkinlik döneminde elbette biraz kemik kaybı yaşayabiliyoruz. Ancak bu büyük bir sorun değil. Ayrıca, tedbir alarak bu kaybı da azaltabiliriz. Şöyle ki, yetişkinlik döneminde yıllık ortalama %2 oranında kemik kaybını vitamin takviyesi ile %1-1.5 bandına indirebilirsiniz.
Kemikleriniz için yapabileceklerinizi tek cümleyle açıklayacak olsaydık iyi yaşayın derdik. Çünkü siz ne kadar iyi olursanız kemikleriniz de o kadar iyi olur.
Kemik sağlığınız için öncelikli yapılacaklar listesinde, sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, alkol-sigara gibi alışkanlıkları terk etmek yatıyor. Yani siz kendinize iyi bakacaksınız ki vücudunuz da size iyi baksın. Örneğin sabahları ya da akşam üstü mümkünse açık havada yürüyüş yapmayı alışkanlık haline getirin. Ciğerlerinize temiz havayı çekin, etrafınızdaki ağaçlara bakarak ruhunuzu dinlendirin, kendinize yürüyüş hedefleri belirleyerek motivasyonunuzu artırın. Bu sayede egzersiz yapan kemiklerinizi de güçlendirmiş olun.
Kemik gelişimi için en önemli iki unsur kalsiyum ve D vitaminidir. Eğer çocukluk ve ergenlik döneminde yeterince kalsiyum almışsanız, zaten kemikleriniz açısından daha şanslısınız demektir. Bunun için bir ölçüm yaptırıp gerekirse kalsiyum takviyesi alabilirsiniz. Bu takviyeyi de illa ilaç yolu ile almak zorunda değilsiniz. Kalsiyumu süt ve süt ürünlerinden alabileceğiniz gibi, balık, tahıl ürünleri, kabuklu kuruyemiş, kuru meyveler gibi seçenekleri de düşünebilirsiniz. Yürüyüşleriniz sırasında bir avuç kuruyemiş-kuru meyve molası verebilirsiniz mesela.
D vitamini almak ise özellikle yetişkinlik döneminde kemikler için daha da faydalıdır. D vitaminin sihri, kemik onarımı için gereken besin kaynağı olmasıdır. Osteoporoz hastalığının temel nedeni de D vitamini eksikliğidir. Peki D vitamini nerede bulunur? Bu sorunun cevabını çoğunuz biliyorsunuzdur. Tabii ki güneşte! Güneşten D vitamini almak için saatlerce güneşin altında kalmanıza gerek yok, hatta bu sakıncalı bile olabilir. Ellerinizin, kollarınızın ve yüzünüzün 10-15 dakika güneşte kalması yeterli olacaktır. E siz zaten yürüyüşlere çıkmaya karar verdiyseniz, D vitaminini de almış oluyorsunuz. Ben daha fazlasını yapmak istiyorum, ne yapmalıyım derseniz de size C ve K vitaminlerini almayı, magnezyum, fosfor ve manganez mineralleri takviyesi yapmayı önerebiliriz.
Aslında her yaşta sizi güçlü kılacak şey, bedeninize ve ruhunuza iyi gelen bir yaşam tarzı benimsemektir. Vücudunuzun ihtiyaçlarınıza uygun beslenmek ve hareket alışkanlığına sahip olmak daha genç hissetmenizi, daha genç kalmanızı sağlar. Genelde gençliği yaşla tanımlamaya alışkınız ancak genç kalmak hayat enerjimizin ne kadar yüksek olduğu ile ilgilidir. Kemiklerinizi güçlendirerek hareket alanınızı artırabilir, istediklerinizi yapmak için daha çok cesaret kazanabilir, geleceğe ve hayata daha pozitif bakabilirsiniz. Kemik sağlığınıza, yani bedeninize yaptığınız yatırım özgüveninizi de artırır. Ormanlarda training ekiplerine katılmak, o hep ertelediğiniz likya yürüyüşüne çıkmak için neden geç olsun ki? Bunların hepsi mümkün.